RADYOMUZ YAYINDA !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RADYOMUZ YAYINDA !

Duygularınızı Paylaşabileceğiniz Nezih Bir Ortam
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Ne Kadarsan, O 'KADER" sin.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
HaZaN
admin
admin
HaZaN


Kadın
Yaş : 44 Kayıt tarihi : 29/12/08 Mesaj Sayısı : 948 Nerden :

Ne Kadarsan, O 'KADER" sin. Vide
MesajKonu: Ne Kadarsan, O 'KADER" sin. Ne Kadarsan, O 'KADER" sin. EmptyPaz Ocak 11, 2009 11:46 pm

''Kader Beyaz
Kağıt Üzerine Süt İle Yazılmış Yazı; Elindeyse Beyazdan Gelde Sıyır
Beyazı''

N.Fazıl
Kısakürek



Kader deyince, sizin aklınıza da, yaşayışımızla ilgisini
kaybetmiş, gecemizi gündüzümüzü ciddiye almayan, ne çektiğimizi unutmuş, ilgisiz
ve duyarsız, değiştirilemez ve dokunulmaz kalın ve koyu yazılar geliyor mu?
Böylesine uzak ve ilgisiz bir kader, haliyle "kötü" oluyor, "zalım felek" diye
anılabiliyor.

Üzerimize bir kâbus fotoğrafı gibi iliştiriyoruz kaderi. Bizi
biçimden biçime sokuyor, bize format atıyor, bizi oradan oraya sürüklüyor ama
biz ona hiç itiraz edemiyoruz, tek satırını değiştiremiyoruz.

Bu yüzden, hep kadere karşı direndiğimizi iddia ediyoruz.
Yazgımıza karşı çıkıyoruz kendimizce. "Kırışıklık kaderin olmasın!"
diyebiliyoruz meselâ. Sanki -bir şekilde olacaksa- kırışıksız halimizi kaderden
kaçırıyormuşuz gibi. Ya da "Düş yakamdan ey kader!" dercesine ilgisizliğe
mahkûm edildiğimizi varsayıyoruz. Başına acılar üşüşmüş bir kız çocuğuna bakıp
"ah kadersizim!" deyiveriyoruz. Belki de "Ne halin varsa gör!" vurdumduymazlığı
ile yazgımızla boğuşmaya terk edildiğimizi düşünüyoruz. Hapse düşmüşsek, "kader
mahkûmu" sayıyoruz kendimizi. Madalya alanın kaderle işi yok sanki... Şampiyon
olanlar kadere rağmen şampiyon oluyor gibi. "Kaderin hükmü" değil altın
madalyalar. Başarıdan başarıya koşan kaderini bozuyor, yazgısının kara kutusunu
parçalıyor sanki. Dik duranlar alın yazısını siliyor. Burnunun doğrusuna giden,
inatçı, vurdumduymaz, aldırışsız, acımaz, karagözlüklü bir adam gibi hayal
ediyoruz kaderi. Tekdüze davranışlar, muhataplarını sıradanlaştırmalar...
Detayları önemsememeler. Durup da bakmaz bir çocuğun gözlerinin içine...
Paçalarını sıyırıp da ayağını sulara sokmaz kader... Büyük işlerin adamı, ince
işlerden habersiz... Ara sıra geri dönüp de el sallamaz ardı sıra
bakana... Siyah takım elbiseli. Kopkoyu camlı bir arabasıyla kalabalığı dağıtır
gibi.
Ne Kadarsan, O 'KADER" sin. Flr67 Ne Kadarsan, O 'KADER" sin. Flr67 Ne Kadarsan, O 'KADER" sin. Flr67



Kader, yapıp ettiklerimizi de edemediklerimizi de, elimizden
gelenleri de gelmeyenleri de, kazandıklarımızı da kaybettiklerimizi de hep
birlikte kuşatan, sarıp sarmalayan şeffaf bir örtüdür oysa. Kader de bizimle
birlikte nefes alıp veriyor. Göğsümüzün iniş kalkışlarına eşlik ediyor.
Kalbimizin kıpırtılarınca kıpırdıyor. Eğiliyor gözlerimizin içine. Parmak
uçlarımıza kadar dokunuyor. Elini omzumuza koyuyor usulca. Yokuşlarda bizimle
birlikte yoruluyor. Ter döküyor yanı başımızda. Kalabalıkta gelip buluyor bizi.
Kuyrukta beklerken yanaşıyor yanımıza. Ayağımız kaydığında o da kanıyor günaha.
Parmakları sızlıyor bizimle birlikte. Soğukta kartopu oynuyoruz çocukça. Bizimle
acıkıyor, bizimle susuyor. Seviniyor yarım çiğnenmiş çikletimizi yeniden
bulduğumuzda.

Yo, yo, öyle uzak değil bize kader. Öyle habersiz geçmiyor
yanımızdan. Öyle kaygısız değil dertlerimize. Güneş ne kadar uzak görünür bize.
Oysa, göz bebeklerimizin tâ içine sızmaktadır, tenimizin her noktasına
dokunmaktadır. Güneş ne kadar kaygısız durur kederlerimize. Oysa, her ışıltısı
sevinç bahşeder gönlümüze, göğsümüze. Ne kadar da küçümser gibidir hayatımızı
güneş. Oysa, her köşeye, her kıvrıma, her gölgeliğe ve aydınlığa sarılıverir.
Sıcacık. "Bu kadar!" dediğimiz her köşede bekler bizi kader.
Nefeslerimizi kesen "Buraya kadar!"ların eşiğinde tebessümle bakar bize kader.

Kaderden ayıracağımız, ayıklayabileceğimiz bir şey yok ki...
Kaderin bize ilgisiz kaldığı bir an yok ki.. Dediği gibi şairin: "Kader beyaz
kağıda sütle yazılmış yazı; Elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı." Beyaz
kâğıt ne kadar canlı ve somutsa elimizde, "sütle yazılan yazı" o kadar taze, o
kadar sıcacık. Beyazlarımızın hepsi sütün içine akıyor. Süt, beyazlarımızın
hepsini içinde ağırlıyor.




Kırışıksızlık kaderden kaçırılmış bir şey değildir meselâ.
Kırışıklığı düzeltecek ilaç bulma becerisi de kaderin içinde. Herkese rağmen
sivrilip ayakta durmak da, direnip sağ kalmak da kaderin hükmüne dahil. Şampiyon
da mahkûm kadar "kader mahkûmu". "Kitabın anası benim yanımda" diyor Rabbimiz.
"Dilediğimi değiştiririm, dilediğimi sabit bırakırım." Hakkımızda, kaderimizi
bile değiştirebilir sandığımız bir kaderin takdir edilmesi ne kadar sabitse,
değiştiremeyeceğimizi sandığımız sabit kaderlerimizin de değiştirilebilirliği o
kadar sabit. Sabit olan O'nun dilemesiyle değişebilir; değişebilen O'nun
dilemesiyle sabitleşebilir. Ne olursa olsun, hep O'nun dileme sınırları içinde
yürüyoruz. Yazgının anası, kaderin aslı O'nun dilemesidir. Olan olmuşsa, O'nun
dilediğidir. Olmamışsa, O'nun neyi dilediğini bilemeyiz. Dilemesini bekleriz.
Öyleyse, ne unutulduk, ne gözden çıkarıldık ne de bir yazının soğukluğuna mahkûm
edildik. Kader hep bizimle akıyor. Bizimle yazılıyor. Bize O'nun dilediği kendi
dilediğimizce yazılıyor.

Şu anda
‘yazı’nın tam ortasına bakıyorsun. Sen ne kadar titriyorsan ‘yazı’ da o
kadar…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ne Kadarsan, O 'KADER" sin.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RADYOMUZ YAYINDA ! :: Aşk ve Sevgi :: . :: Hayata Dair -
Bedava forum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar