RADYOMUZ YAYINDA !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RADYOMUZ YAYINDA !

Duygularınızı Paylaşabileceğiniz Nezih Bir Ortam
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

hiçbir şey keşke demek kadar acı vermiyor insana

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
HaZaN
admin
admin
HaZaN


Kadın
Yaş : 44 Kayıt tarihi : 29/12/08 Mesaj Sayısı : 948 Nerden :

hiçbir şey keşke demek kadar acı vermiyor insana Vide
MesajKonu: hiçbir şey keşke demek kadar acı vermiyor insana hiçbir şey keşke demek kadar acı vermiyor insana EmptyPaz Ocak 18, 2009 3:03 pm

Uzak bir şehirdi, kendine bile uzak... Sanki bütün yakınlıklar başka
diyarlara göçmüş ve bütün uzaklıklar kente bırakılmıştı. Kalesi
yalnızlık abidesi gibi dururdu koynunda. Ortasından geçen nehir şehri
ikiye bölse de şehrin iki yakası kendi yalnızlığını yaşardı ve sanki
iki farklı şehir gibi birbirine uzaktı. İşte hikaye bu şehirde yaşandı.


Kalabalık
meydanlar, koşuşturan insanlar ve o insanlar arasında fark edilmeyi hak
edenler yada etmeyeler. Genç adam yaşadığı aşk acısını yeni yeni
küllendirmeye başlamıştı. Uzun zaman olmuştu gerçi. Her sabah
yatağından kalkar önce yüzünü yıkar sonra bir sigara yakar ve daha
açılmamış ciğerine dumanı çekerdi. Ortalık birden dumanlanır ve ardı
arkası kesilmeyen öksürükle boğulurdu genç adam. Sonra bir çay içer
kendine gelir üzerine aylardır yıkamadığı takım elbisesini giyer yola
koyulurdu. Hergün bu rutinleri sanki yaşamak zorundaymış gibi yaşardı…


Genç
adam yatağından doğruldu o gün ,ayağa kalktı ve yüzünü yıkamak için
lavaboya gitti. Önce aynaya baktı,sakalları epey uzamıştı. Artık aynada
kendini tanıyamıyordu. O kadar değişmişti ki. Oysa birkaç yıl evvel ne
kadar da mutlu bir hayatı vardı. Her şey o kadar güzeldi ki…


Mutlu
hayatında bir şeylerin eksikliğini hissetmeye başlamıştı.onunda
beğenilmeye, sevilmeye, başını omzuna koyabileceği bir bedene, beraber
gülüp beraber ağlayacağı insanoğlunun ilk var olduğundan beri hayatı
onla paylaşacak birine ihtiyacı olduğunu fark etti.Sonra kalabalıklar
içinde onca kadın arasından birine öyle bir çarpıldı ki; İş yerine yeni
gelmişti genç kız.tanışmamışlardı ya da tanışamamışlardı.Onu ilk fark
ettiğinde iç dünyasının en karanlık taraflarını aydınlattığına inanmaya
başladı. Bu yüzden onu bir yıldıza benzetiyordu. Ne bir sokak lambası
ne bir ateş alevi ne de bir deniz feneriydi. Hayır yıldızdı kız onun
için. Çünkü sokak lambası sabah söner, ateş küllenir,deniz feneri
sadece denizi aydınlatabilirdi. Yıldız o kadar uzaktı ki genç adama
;uzaklığı ürkütüyordu onu. Çünkü ona erişebilmenin imkansızlıkların
toplamı kendisininse kör kuyuların çaresiz sakini olduğunu düşünüyordu.
Evet artık mutlu bir hayatı yoktu. Onca yıldır aklına bile gelmeyen
yalnızlığı ilk kez bu kadar yıpratıyor ve en savunmasız yanlarına ağır
darbeler indiriyordu. Kör kuyuların yalnız sakiniydi artık.


Kuyuydu bu; karanlık derin ve merdivensizdi. Işık süzmeleri bir yere kadar aydınlatıyordu.yetmiyordu derin ve karanlıktı.


Kuyuydu bu; geceden geceye sarılabiliyordu yıldızının yakamozuna.aynası oluyordu.derinden ağlarken gülüyordu yüzüne onun.


Bir
el bekliyordu sadece bir el . Bazen bedenin ağırlığını hissediyordu
ruhu,gitmek istiyordu. Ama yazısı yazılmıştı alnına ve bırakıp gitmek
olmazdı bedeni kurda kuşa. Dört mevsim; hazanda, kışta,yazda, baharda
hep bakardı gök yüzüne. Zaman cellat gibi keserken günlerin başını, kan
damlardı onun yüreğine.


Tanıştılar sonunda . Her gün öğle
yemeklerini birlikte yediler. İş çıkışı gezmeye başladılar. Ama
konuşmuyordu genç adam, konuşamıyordu. İçini dökemiyordu ona. Kulakları
diline bu kadar yakınken ‘seni seviyorum’ diyemiyordu. Konuşamadı da
hiçbir zaman .


Yine bir sabah işyerine geldiğinde göremedi
onu. Geç kaldı zannetti,gelir diye düşündü. Ama vakit geçiyor o
gelmiyordu. Dayanamayıp sordu birilerine.


-‘Biliyor musunuz ,Gül hanım nerede ?’


-
‘Ha o mu unuttuk söylemeyi sana ayrılmış işten,nedenini söylemedi.Sabah
erkenden gelip vedalaştı herkesle. Sen i göremeyince de kağıda bir
şeyler yazıp çekmecene koydu’.


Genç adam telaşlı bir şekilde
çekmeceyi açtı. Kalbi yerinden fırlayacak gibiydi. Kağıdı buldu, açıp
okumaya başladı. Neden sonra gözleri doldu, tutamadı ağladı. Kağıtta ne
mi yazıyordu?


‘Seni çok sevdim. Ama yaptığım onca şirinliğe
rağmen göremedin sevgimi. Anlayamadın ya da. O kadar çok bekledim ki
senden ruhumu okşayacak birkaç kelime söylemeni. Olmadı. Ne ben
söyleyebildim sana aşkımı, ne de sen anlayabildin. Bütün bunlar acı
vermeye başladı artık. Senle bu kadar iç içeyken sensizliği yaşamayı
götürmedi yüreğim. Ayrılmaya karar verdim .Kaç kez söylemeyi denedim
ama söyleyemedim .


İşte şimdi söylüyorum. SENİ ÇOK SEVİYORUM. Ama KEŞKE yüzüne söyleyebilseydim.


Genç adam kağıdı okuduktan sonra altına kocaman harflerle keşke ben yapabilseydim yazdı.


Genç
adam aynada kendini iyice süzdü.sonra odaya geçip bir sigara yaktı.ve
öksürükten boğularak keşke dedi, keşke yapabilseydik.


Çünkü hiçbir şey keşke demek kadar acı vermiyor insana.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

hiçbir şey keşke demek kadar acı vermiyor insana

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RADYOMUZ YAYINDA ! :: Duygularımız ve Biz :: . :: Sevgi -
Yeni bir forum kurmak | Sanat, Kültür ve Hobiler | Edebiyat, Şiir | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar