RADYOMUZ YAYINDA !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RADYOMUZ YAYINDA !

Duygularınızı Paylaşabileceğiniz Nezih Bir Ortam
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir?

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
Admin
admin
admin
Admin


Erkek
Yaş : 51 Kayıt tarihi : 28/12/08 Mesaj Sayısı : 340 Nerden :

Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? Vide
MesajKonu: Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? EmptyPtsi Ocak 26, 2009 11:21 pm

Kuran’daki İslâm’a karşı delil getirme çabasında olan gelenekçi
İslâmcılar “Allah’a ve resulüne itaat edin” şeklindeki ayetleri
gösterip; Kuran’da “Allah’a ve Resulüne uymamız söyleniyor. Kuran’a
uymak Allah’a uymaktır, hadislere uymak Peygamber’e uymaktır”
demektedirler.

Söz konusu ayetlerde Peygamberimiz hep “Resul” kelimesi ile
anlatılmaktadır. Peygamber Farsça kökenli bir kelimedir ve Kuran’da
geçmez. Kuran çevirilerinde elçi manasına gelen “resul” kelimesi ya
aynen “resul” diye ya da “Peygamber” diye çevrilir. Kuran’da geçen
“resul” kelimesinin tam karşılığı “elçi” kelimesidir. Bu kelime hem
Allah’ın elçisi, hem de herhangi bir elçi manasında kullanılır. “Resul”
diye geçen kelimeyi “elçi” diye çevirmek tam doğru bir çeviri
olmaktadır. Nitekim bir çok çeviri de böyledir.

Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse ve Allah’tan korkup sakınırsa işte kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır.

24- Nur Suresi 52

Allah’a ve elçisine itaat edin ki merhamet olunasınız.

3- Ali İmran Suresi 132
ELÇİ KELİMESİNİN KULLANILMASI HERŞEYİ AÇIKLIYOR

Belli bir yaşın üzerindeki kişilerin çoğu “resul” kelimesinin manasını
ve kullanılış tarzını bilirler, fakat genç neslin resul kelimesinin
manasını bilememesi ihtimaline karşı yukarıdaki açıklamayı yaptık.
(Kuran çevirilerinin yeni neslin anlayabileceği tarza adapte olması,
Osmanlıca ve az anlaşılan kelimelerden arındırılması gerektiği ayrı bir
yazı konusu olduğu için bu konulara burada değinmeyeceğiz.) Yukarıdaki
ayetlerde “resul” kelimesinin “elçi” manasında olduğunu iyice anlamak,
ayetin manasını da tam kavramayı sağlar.

Biz Peygamberimiz Hz. Muhammed’e niye uyarız? Çünkü O Allah’ın
elçisidir. Yani Allah’ın mesajını alıp da getiren kişidir. Elçinin
mesajı Allah’ın gönderdiği mesajdır. O mesaja uyulunca hem Allah’a, hem
de o mesajı getiren elçiye uyulmuş olur. Aynı zamanda mesajın kendisine
(Kuran’a) uyulduğunu söylersek bu da doğru
olur. Elçiye “elçi” denmesinin sebebi kendisinin olmayan mesajı
taşımasındandır. Yani Allah, Resul (elçi) kelimesiyle, Hz. Muhammed’in
kendisinin olmayan mesajı taşıyan kişi olduğunu vurgulamaktadır.
İnsanlara, elçiyi devreden çıkartıp Allah’a varmanız mümkün değildir
dersini veriyor. İtaat edilmesi emredilen kişi olan elçi, kendisi
namına değil, göndericisi (Allah) namına konuşmaktadır. Bu yüzden “O’na
(elçiye) itaat, gönderene (Allah’a) itaattir” mantığı, Kuran’ın bu
ayetleriyle verilmektedir. Allah’ın elçi yollaması, bizle irtibat
kurmak için seçtiği yegane yoldur. Elçi mesajı insanlara ileteceği, ona
davet edeceği için elçiye itaat (Hz. Muhammed’e) onu gönderene
(Allah’a) itaat olacaktır.

Elçiye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.

4- Nisa Suresi 80

İnsanlar Allah’ın mesajı Kuran’ı Hz. Muhammed’in (elçinin) ağzından
duydular. Kuran her insana ayrı ayrı vahiy edilmedi ki !
Peygamberimiz’in getirdiği mesaja uymayan birçok insan “Bu insan
sözüdür.” veya “Biz bir insana mı uyacağız?” şeklinde karşı
çıkmışlardır. Oysa Allah “Allah ve elçisine itaat edin.”ayetleriyle;
Hz. Muhammed’e, elçiliği yüzünden, o mesajın gerçek sahibi Allah olması
yüzünden uyulacağını göstermektedir. Yani Allah, “Allah ve elçisine
itaat edin.” ayetleriyle uyulanın bir tek Allah olduğunu
göstermektedir, bu da 4.Nisa Suresi 80. ayette bir daha
anlaşılmaktadır. Yoksa; Allah Kuran ile hükümler koydu, Peygamber
hadislerle ilave hükümler yaptı, Allah ve elçiye itaatten kasıt iki
tane din oluşturucunun oluşturduklarına uymaktır; şeklinde ayetleri
açıklamak, dinimizi Allah ve Peygamber ortak yapımına çevirmek olur. Bu
da Allah’ın din üzerindeki tekeline tecavüzdür ki bir şirk türüdür.
Geleneksel İslamcıların bu sapışını birçok eserlerinde görebiliriz:
“Peygamberimiz dinimizde hüküm koyucudur. Haram ve helali tespit
eder.”[Rivayet İlimlerinde Haberi Vahitlerin İtikat ve Tefri
Yönlerindeki Değeri, sayfa 108] Oysa Kuran’da Allah dışında hüküm
koyucu aranmaması söylenir.

Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hüküm koyucu mu arayayım.

6- Enam Suresi 114
MUHAMMED İSMİNİN KURAN’DA KULLANILIŞ TARZI

Diğer bir ilginç nokta da Kuran’da, Peygamberimiz’in ismi olan
Muhammed’in geçtiği 4 ayetten 3’ünde de Muhammed’in elçi olduğu
vurgulanmasıdır.

Muhammed yalnızca bir elçidir.

3- Ali İmran Suresi 144

Muhammed Allah’ın elçisi ve Peygamberler’in sonuncusudur.

33- Ahzab Suresi 40

Muhammed Allah’ın elçisidir.

49- Fetih Suresi 29

Kuran’da Muhammed isminin geçip elçiliğin vurgulanmadığı tek ayette ise
Muhammed’e indirilene inanılması yani Kuran’a inanılması gerektiği
söylenir.

İman edip, salih işler yapanlar ve Muhammed’e indirilene -ki, O
Rablerinden bir gerçektir- iman edenlerin kötülüklerini örtüp
bağışlamış, durumlarını düzeltmiştir.

47-Muhammed Suresi 2

Peygamberimiz’in Muhammed ile aynı köke sahip Ahmed ismiyle (veya
sıfatıyla) geçtiği tek ayette ise Ahmed’in elçiliği vurgulanır.

Hani Meryem oğlu İsa “Ey İsrailoğulları, gerçekten ben sizin için
Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı
ve benden sonra ismi Ahmed olan bir elçinin de müjdecisiyim” demişti.

61- Saff Suresi 6

Daha evvel gördüğümüz gibi Kuran’da hiçbir yerde ”Allah’a ve Muhammed’e
itaat edin.” diye bir ifade bulunmaz. Kuran’da sürekli “Allah’a ve
elçisine itaat edin.” şeklinde bir ifadenin geçmesi Hz. Muhammed’e,
ancak elçilik vazifesinden dolayı itaat edilmesi gerektiğini
vurgulamaktadır. Muhammed isminin geçtiği tüm ayetlerde(biri hariç)
elçiliğinin vurgulanması, tek istisna ayette ise Muhammed’e
indirilene(Kuran’a) uyulması gerektiğinin söylenmesi tüm yanlış
anlamalara kapıları kapatmıştır.
PEYGAMBER SADECE KURAN’LA UYARIRDI

Peygamber insanları sadece vahiy (Kuran) ile uyarırdı. Peygamber’e
Kuran ayetleri gelmediğinde ise Peygamber’in bir şeyler uydurmasını
istediler. Oysa bunun mümkün olmadığı, Peygamber’in sadece vahye uyduğu
aşağıdaki ayetlerden anlaşılır.

De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp, korkutuyorum.

21- Enbiya Suresi 45

Onlara bir ayet getirmediğin zaman “Şuradan buradan derleseydin ya”
derler. De ki “Ben sadece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum. Bu
Rabbinizden olan kavrama yeteneğidir, iman edecek bir toplum için
doğruya iletilme ve rahmettir.”

7- Araf Suresi 203

Allah birçok ayette Kuran’ı indirdiğini, Kuran’ı vahyettiğini söyler.
Aşağıdaki ayette göreceğiniz gibi Peygamber’in resullük(elçilik)
vazifesi Kuran’ın tebliğ edilmesidir. Eğer Peygamberimiz bunu
yapmasaydı elçilik vazifesini yapmamış olacaktı. Elçinin vazifesi
Allah’ın indirdiğini tebliğ etmek ise, elçiye itaat de Allah’ın
indirdiğine itaat olacaktır.

Ey elçi. Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.

5- Maide Suresi 67

De ki: “Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam için bana bu Kuran vahyedildi.”

6- Enam Suresi 19
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hazandefteri.yetkinforum.com
Admin
admin
admin
Admin


Erkek
Yaş : 51 Kayıt tarihi : 28/12/08 Mesaj Sayısı : 340 Nerden :

Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? Vide
MesajKonu: Geri: Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? EmptyPtsi Ocak 26, 2009 11:22 pm

HZ. İBRAHİM’İN HADİSLERİ NEREDE?

Kaşif Ahmed Şehzade, Allah’a ve elçiye itaatten kastın; Allah’ın
elçisiyle gönderdiği mesaj olan Kuran’a uymak olduğunu söyler ve
Kuran’da aktarıldığı gibi Peygamberimiz’in bizim için örnek olduğunu,
fakat Peygamberimiz’e dair bilgiler için de tek geçerli ve yeterli
kaynağın Kuran olduğunu söyler. Şehzade, Mümtehine Suresi 4. ayeti
örnek göstererek şöyle der: “Aşağıdaki ayet, Hz. İbrahim’in örneğini
geleneklerin ve ona atfedilen sözlerin arasından seçeceğimizi mi
söylüyor? Hayır, bu ayet öyle söylemiyor. Ayette anlatılmak istenen Hz.
İbrahim’in davranışının, tavrının Kuran’da açıklanan şeklinin inananlar
için örnek olduğu ve inananların onun örneğinde olduğu gibi hareket
etmeleri gerektiğidir.” (Kaşif Ahmed Şehzade, The Authority of Quran)

İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır.

60- Mümtehine Suresi 4

Eğer Peygamberimiz’i örnek almaktan kastın; hadislere ve Peygamber’in
kavminin geleneklerine uymak olduğu söylenirse; o zaman İbrahim
Peygamber’i örnek almamızı söyleyen ayete göre, İbrahim Peygamber’in
kavminin geleneklerini öğrenmemiz ve İbrahim Peygamber’in hadislerini
de bulmamız gerekmektedir. Oysa
durum Kaşif Ahmed Şehzade’nin dediği gibidir. Peygamberimiz’in de,
İbrahim Peygamber’in de davranış şekilleri Kuran’da anlatılır ve örnek
almamız istenen bu davranışlardır.

Peygamber’in vahiy olan Kuran dışında Allah’a karşı bir şeyler
uydurması için çabalar daha Peygamber hayattayken başlamıştır.
Peygamber hayattayken buna engel olmuştur, fakat Peygamber’in
vefatından sonra, hele bir de 4 Halife dönemi de geçince, Peygamber’in
döneminde başlayan vahiy dışında uydurmalar oluşturma çabaları ne yazık
ki gördüğümüz kötü sonuçları doğurmuştur.

Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi.

17- İsra Suresi 73

Kuran Allah’ın kitabıdır, fakat insanlar onu Hz. Muhammed’in (elçinin)
sözü olarak duydular. Kuran’ın aşağıdaki ayetlerinde geçen ifade
tarzları bu mantığı daha iyi kavramamızı sağlamaktadırlar.

Allah ve elçisinden kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu.

9- Tevbe Suresi 1

Bir de Allah ve elçisinden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var.

9- Tevbe Suresi 3
KURAN AYETLERİNDE ANLATILANLARA UYMAK ELÇİYE UYMAKTIR

Görüldüğü gibi Allah’ın kendisinden ve elçisinden ültimatom olduğunu,
duyuru olduğunu söyledikleri aynı zamanda Kuran ayetleridir. Aynı
mantığı Kuran’ın başka yerlerinde görebiliriz. Örneğin; 4- Nisa Suresi
13. ayete kadar miras ile ilgili hükümler anlatılır. 13. ve 14. ayet
ise şöyledir:

13- Bunlar Allah’ın sınırlarıdır .Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse
onu altından ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte
büyük kurtuluş ve mutluluk budur.

4- Nisa Suresi 13

14- Kim Allah’a ve elçisine isyan eder ve O’nun sınırlarını aşarsa onu
da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap
vardır.

4- Nisa Suresi 13,14

Allah 13. ayete kadar hükümlerini anlatırken 13. ve 14. ayette bunlara
uymak, Allah’a ve elçisine uymak olarak gösterilmektedir. Ne yazık ki
Kuran’ı iyice araştırmadan, iyice düşünmeden, ayetleri sırf kendi
fikirlerini doğru çıkartmak için çekiştirenler, bu ayetleri
görmezlikten gelmiş ve ileri sürdükleri fikirlerle dini, Allah ve
Peygamber yapımı bir şirkete; Peygamber’i, Allah’ın hükümlerine hüküm
katan, Allah’ın hükümlerini gerektiğinde nesh eden (silen) bir şahsa
dönüştürmüşlerdir. İçine düştükleri bu çelişkiyi fark eden bazı
gelenekçiler açmazlarını kapamak için daha da vahim bir iddiaya
kalkışmışlardır. Bu iddiaya göre Peygamber’in mevcut hadis
kitaplarındaki hadisleri de vahiy neticesidir. Daha önceki bölümlerden
hadislerin Kuran’la, mantıkla, kendi aralarında, bilimle, insaşa
çeliştiklerini görenler bu iddianın korkunçluğunu anlarlar. Bu iddia
ile Peygamber’e atılan iftiralar, Allah’a iftiralar atmaya
dönüştürülmüş olur. Yine bundan önceki bölümlerde gördüğümüz gibi
Peygamber bir tek Kuran’ı yazdırmıştır. Madem Kuran dışında uyulması
gereken kaynaklar, vahiyler vardı; o zaman Peygamber onları neden
yazdırmadı? Aşağıdaki ayete göre Peygamber’in uyduğu vahiy Kuran’dır.
Din düşmanlarının değişmesini istedikleri de Kuran’dır. Kuran dışında
dini kaynaklar olsa Peygamber de onlara uyardı, din düşmanlarıysa
onların da değişmesini isterlerdi.

Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda bizimle
karşılaşmayı ummayanlar derler k: “Bundan başka Kuran getir veya bunu
değiştir.” De ki: ‘Benim onu kendiliğimden değiştirmem asla mümkün
değildir. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım. Eğer Rabbime isyan
edersem büyük günün azabından korkarım.”

10- Yunus Suresi 15

Peygamber ancak Allah’ın vahyi olan Kuran’a uyar. Gündelik hayatta
Peygamber’in bazı hatalar yapması bile mümkündür. Kuran’da Peygamber’in
hatalarının belirtilmesi, Peygamber’in Kuran dışındaki her sözünü, her
hareketini vahiy olarak göstermeye çalışan iddiayı yalanlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hazandefteri.yetkinforum.com
Admin
admin
admin
Admin


Erkek
Yaş : 51 Kayıt tarihi : 28/12/08 Mesaj Sayısı : 340 Nerden :

Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? Vide
MesajKonu: Geri: Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? EmptyPtsi Ocak 26, 2009 11:22 pm

PEYGAMBERİN DE HATALARI OLABİLİR

... İnsanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. Oysa Allah kendisinden çekinmene daha çok layıktı.

33- Ahzab Suresi 37

Allah seni affetsin, doğru söyleyenler sana açıkça belli oluncaya ve
yalancıları da öğreninceye kadar niye onlara beklemeden izin verdin?

9- Tevbe Suresi 43

1-Surat astı ve yüz çevirdi
2-Kendisine o kör geldi diye
3-Nereden biliyorsun belki o temizlenip arınacak
4-Veya öğüt alacaktı da, bu öğüt kendisine fayda verecekti.
5-O kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince
6-Ki sen ona yöneliyorsun
7-Sana ne onun arınmasından
8-Ama koşarak sana gelen var ya
9-Odur içi titreyerek korkan
10-Sen ona aldırmıyorsun
11-Hayır, çünkü o bir öğüttür..

80- Abese Suresi 1-11

Ahzab Suresi’ndeki örnekte; Peygamber’in özel hayattaki bir durumda
insanlardan çekinmiş olduğu ve böyle yapmaması gerektiği anlatılır.
Tevbe Suresi’nde; Allah uğrunda mücadele ederken Peygamber’in yanlış
tutumu, yanlış taktiği gösterilir. Abese Suresi’nde ise inkarcı bir
kişiye dini anlatmak uğruna, Peygamber’in kör bir kişiye vakit
ayırmadan aynı kişiyi ikna etmek için uğraşına devam etmesi anlatılır.
Abese Suresi’nde Peygamber’in bu davranışı düzeltilir ve böyle
davranmaması söylenir. Görüldüğü gibi bu üç örnekte; hem Peygamber’in
hatalı üç davranışı düzeltilmiştir, hem de Peygamber’in Kuran dışındaki
her sözünün vahiy olması gibi saçma bir iddianın zemini yok edilmiştir.
Peygamber’in sünneti başlığıyla dini dejenere etme çabasında öyle
izahlar yapılmıştır ki; bu izahlara göre Peygamberimiz’in
Peygamberlikten önceki durumu bile sünnete delil oluşturmaktadır. Sibai
es-Sünnet kitabı sayfa 47’de şu izah yapılır. “Peygamberimiz’e dair her
ne izah nakledilmiş ve rivayet edilmiş ise ister Peygamberlikten öncesi
ile ister Peygamberlikten sonrası ile ilgili olsun sünnet kapsamı
içindedir.” Oysa Kuran’da Peygamberimiz’in Peygamberlikten önceki
durumu şöyle anlatılır.

Seni sapmış bulup da doğru yola iletmedi mi?

93- Duha Suresi 7

İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir , iman nedir bilmezdin?

42- Şura Suresi 52

Ayetlerde Peygamber’in daha evvel sapmış olduğu, kitabı, imanı
bilmediği açıkça söylenir. Peygamber’in imanı bilmediği dönem nasıl
olur da örnek olur. Nasıl din diye insanlara takdim edilebilir? Hiç
şüphesiz bu iddialar Kuran’ın yukarıda görülen ayetleri ve daha bir çok
ayeti ile çelişiktir. (Kitabın bir sonraki bölümünde aynı konuyla
ilgili ilave izahlar bulunabilir.) Peygamber’e Kuran’ın bir benzerinin,
mislinin verildiğine dair izahlar da Kuran’a ters düşen izahlardır.

İnsanların yazdıkları hadis kitaplarını Allah’ın kitabı Kuran gibi
dinin kaynağı olarak gösterenler, şu ayeti iyice okumalıdırlar:

Kitabı kendi elleriyle yazıp sonra az bir değer karşılığında satmak
için “Bu Allah katındandır” diyenlere yazıklar olsun. Vay elleriyle
yazdıklarından dolayı onlara, vay kazanmakta olduklarına.

2- Bakara Suresi 79
KURAN’IN BİR BENZERİ YOKTUR

De ki; ‘And olsun eğer insanlar ve cinler şu Kuran’ın bir benzerini
getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar,
onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler.

17- İsra Suresi 88

Allah Kuran’ın bir benzerinin oluşturulamayacağını söylerken, mezhepçi
İslâmcılar Peygamber’in hadislerinin de Kuran’ın bir benzeri olduğunu
söylerler. (Bkz. Ebu Davud Kitabı Sünen Hadis No:4604) Madem
Peygamber’de bir benzeri var, niye Peygamber onu yazdırıp insanları
aydınlatmadı? Yoksa Buhari, Müslim gibi kitapların içindekilerin
Kuran’ın bir benzeri olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Buraya kadar Buhari
ve Müslim’den incelediğimiz hadisler bu iddianın felaketliğini ortaya
koymaya yeter.

Ey Peygamber ! Allah’ın sana helal kıldığını eşlerini memnun etmek isteyerek neden haramlaştırıyorsun?

66- Tahrim Suresi 1

Tahrim Suresinin bu ayetine göre, Peygamber’in sadece kendisine bile
bir şeyi haramlaştırması mümkün değilken, diğer insanlara ilave
haramlar yaptığını söylemek hiçbir şekilde Kuran’la bağdaşmaz. Kuran’ı
bir bütün olarak anlamaya yanaşmayan gelenekçi zihniyet, Kuran’ın tek
bir ayetini alır ve Kuran’ın bütünlüğünü hiçe sayarak ayeti düşünmeden
çekiştirir.
HİKMET KURAN’DADIR

Nitekim biz size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitabı
ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan bir elçi
gönderdik.

2- Bakara Suresi 151

Kimileri de bu ayetteki “hikmet” kelimesi ile sünnetin, hadislerin
kastedildiğini, böylece Kuran’a hadisler ile ilaveler yapılabileceğini
söylemişlerdir. Oysa “hikmet” kelimesinin “sünnet”, “hadis” gibi bir
manası olmadığı gibi, bu kelimeyle Kuran dışında bir kaynak
oluşturulabileceğine dair bir delil de yoktur. Aksine hikmetin Kuran’da
olduğuna dair bir çok ayet vardır.

Elif, Lam, Ra; Bunlar hikmetli kitabın ayetleridir.

10- Yunus Suresi 1

And olsun hikmetli Kuran’a

36- Yasin Suresi 2

Şüphesiz o (Kuran ) bizim katımızda olan ana kitapta mevcuttur. Yüce ve hikmet doludur.

43- Zuhruf Suresi 4

Ayrıca İsra Suresinde 22. ayetten 38. ayete kadar Allah’ın haramları,
emirleri belirtildikten sonra 39. ayette şöyle denmektedir.

Bunlar sana Rabbinin hikmet olarak vahyettikleridir.

17- İsra Suresi 39


İsra Suresi’nin 39. ayetine kadar bahsedilenler(yani Allah’ın hikmet
olarak vahyettikleri) şunlardır: Allah’la beraber başka ilahlar
edinmeyin(22. ayet), Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, ana babaya iyi
davranın(23. ayet), Anne babaya nasıl davranılacağı(24. ayet),
Rabbimizin iç dünyamızı bilmesi(25. ayet), Akrabaya, yoksula, yolda
kalmışa hakkını vermek, israf etmemek (26. ayet)...

Görüldüğü gibi, gerek Peygamber’in sünneti adına, gerek hikmet adına
Kuran’a müracaat etmeliyiz. Peygamber’in davranış tarzları (Sünnet)
için de hikmet için de tek güvenilir kaynağımız Kuran’dır. Allah’ın
Kuran’daki sınırları, hem hikmettirler, hem de bunları uygulamak elçiye
(Peygamberimiz’e) itaattir. Kuran Peygamber’in ağzından duyulmuştur.
Zaten bir çok Kuran ayeti de Peygamber’e “De ki” emriyle başlar. Kuran,
Allah’ın elçisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in getirdiği Allah’ın
mesajıdır. Peygamber’in tüm çabası da bu mesajın kılavuzluğuyla
insanlara rehberlik etmektir. Bu yüzden aslen Allah’ın olan bu mesaja
uymak, hem göndericisi Allah’a, hem getiricisi elçiye uymaktır.
Allah’ın dini Kuran’la tamamlanmış olmuyorsa, o zaman Kuran’ın
fonksiyonu nedir? Allah neden Kuran ile dini yarım bırakıp, diğer
kısmını belirsiz kaynaklara bıraksın? Allah’ın dine daha da ilave etmek
istediği şeyler olsaydı, Kuran’ı iki veya üç kat daha kalın yapıp, bu
sorunu çözebilirdi. Oysa Kuran kendisinin detaylı olduğunu
söylemektedir. Geçmiş kavimlerin başına gelenleri tekrarla anlatan
Kuran, kendi içeriğinin dışında din adına lazım olan ilave bilgiler
olsaydı onları da içerirdi. Kuran’ı inceleyenler binde bir rastlanma
ihtimali olan konularda bile Kuran’ın gerekli izahları yaptığını
görürler. Örneğin zorda kalıp kan, leş, domuz eti ve Allah’tan başkası
adına kesilen hayvandan başka bir şey bulamayanların, bunları haddi
aşmadan yiyebileceği açıklanır ki; bu durum binde bir kişinin başına,
hayatında bir kez gelebilecek bir olaydır. Peki o zaman Kuran’ın
gündelik yaşamda sık sık karşımıza çıkacak, her gün uygulanacak
bilgileri eksik bıraktığı nasıl düşünülebilir. Kuran bu bilgileri
açıklamamışsa demek ki bu detaylar gereksizdir ve dinin bir bölümü veya
şartı değildirler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hazandefteri.yetkinforum.com
Admin
admin
admin
Admin


Erkek
Yaş : 51 Kayıt tarihi : 28/12/08 Mesaj Sayısı : 340 Nerden :

Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? Vide
MesajKonu: Geri: Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir? EmptyPtsi Ocak 26, 2009 11:23 pm

ELÇİ VE EMİR SAHİBİ DİNİN SAHİBİ YAPILIRSA

Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, elçiye itaat edin ve sizden olan
emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, Allah’a ve
ahiret gününe inanıyorsanız onu Allah’a ve elçiye arz edin.

4- Nisa Suresi 59

İnsanlar topluluklar halinde yaşarlar. Bu toplu yaşamda ortak kararı,
ortak prensipleri, kimi durumlarda ortak orduyu, savaş ve barış kararı
gibi kritik kararları da hayata geçirmek gerekir. Elçi (Hz. Muhammed)
kendi döneminde toplumun başı olarak bir çok kritik kararı alırdı.
Bunlara da uymak gerekirdi, çünkü Hz. Muhammed o dönemde hem elçi, hem
de “emir sahibi” (ulul-emr) olarak toplumun başıydı. Peygamber’in
vefatından sonra Müslümanlar’ın içlerinden seçecekleri kişi veya
kişiler bu vazifeyi yerine getirebilir ve onlara da itaat gerekir.
Fakat bu itaat hiçbir zaman Allah’ın hükümlerine ilave hükümler
yapılması manasına gelmez. Çünkü Kuran’dan Kuran’ın her şeyi
açıkladığını, detayları verdiğini ve dinin Kuran’a eşit olduğunu
anlıyoruz. Eğer ki elçiye itaatten ve emir sahiplerine itaatten ilave
farz veya haram yetkisi anlaşılsaydı ortaya şu mantıksız tablo çıkardı:
Yenmesi haram olanları örnek olarak ele alalım; Kuran’da 1- Leş, 2Kan,
3- Domuz eti, 4- Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar haram
kılınmıştır. Elçiye itaatten kasıt elçinin ilave haramlar getirmesi
olsaydı elçi 5- Midye, 6- Karides, 7- Eşek eti şeklinde haram
listelerini genişletebilirdi. Nitekim mezhepçiler bunu iddia
etmektedirler. Peki o zaman bir dönem Sünni Müslümanlar’ın halife
olarak emir sahibi kabul ettikleri Yavuz Sultan Selim 8- Tavuk, 9- İnek
eti, 10- Palamut balığı şeklinde bu listeyi uzatıyor olsaydı ve “Elçiye
itaat ayetleriyle bunları haram kılıyorsanız, Emir sahibine itaat
ayetiyle de, ben bunları aynı mantıkla, aynı şekilde haram kılıyorum.”
deseydi ne derdiniz? Elçiye itaat edin ayetiyle, Kuran’ın hükmünün
iptal yetkisinin (neshin) Peygamber’e verildiği şeklindeki iddiayı
hatırlayalım. [25. Bölümdeki nasih mensuh konusunu hatırlayın] O zaman
biri çıkıp aynı mantıkla emir sahibi de kendinden evvelki dini
hükümleri değiştirebilir iddiasını yapar ve emir sahibi “Zinayı,
hırsızlığı helal yapıp, namazı orucu kaldırıyorum, bunlar da benim
nasihlerim (iptal yetkisini kullanmam).” derse ne diyeceksiniz? Bunun
için sizin mantığınızda olduğu gibi emir sahiplerine itaat edin ayetini
çekiştirip, kendini Allah gibi dini hüküm koyucu mertebesine çıkarırsa
sonuç ne olur? Eğer elçiye itaatle elçi ilave helaller, haramlar ve
iptaller yapabiliyorsa o zaman aynı tarzdaki ayetle emir sahiplerinin
(Yöneticilerin) de aynı hakka kavuşmaları gerekirdi. Görüldüğü gibi
Kuran’ı bir bütün şeklinde kabul etmeden çekiştirmeye kalkmanın sonu
felakettir.
ALLAH’A İTAAT = KURAN’A İTAAT = ELÇİ’YE İTAAT

Kuran’ın İslam’ına inanan her Müslüman elçiye (Hz. Muhammed’e) itaatin
gerekliliğini bilir. Kuran’ın Müslümanlar’ı, bu yüzden Allah’a ve
elçisine itaat ayetlerinin kendilerine karşı delil gösterilmesini çok
garip karşılarlar ve bu iddiayı yapanların Kuran’ı bilmediğini veya
çekiştirdiğini kavrarlar. Kuran’ın Müslümanlar’ına göre elçiden bize
miras kalan ve elçinin bize miras olarak bırakmaya çalıştığı yegane
kaynak Kuran’dır. Kuran yeterlidir, bizi ilgilendiren yegane vahiydir
ve Peygamber’in başka bir kaynağı yazdırmaması da Kuran’ı yegane kaynak
olarak bıraktığının delilidir. Hadis kitabı diye toplanmış kitaplar ve
dini, Kuran ile Kuran’dan kat kat fazla hadislerin şirketsel
oluşumlarının bir neticesi olarak gösteren mezhepçi kitaplar,
Peygamber’e iftiralarla doludurlar. Kuran’ı tek kaynak kabul edip tüm
bu kaynakları reddetmek, din adına tek otoriteyi Kuran’a (Allah’ın
mesajına) vermek, hem mesajın sahibi Allah’a, hem mesajı getiren elçiye
itaat etmek demektir. İnşallah bu izahlar Allah’a itaati, Kuran’a
itaati ve elçiye itaati ayırıp adeta din adına ayrı otoriteler varmış
gibi gösterenlerin; mesajın sahibini, mesajın kendisini ve mesajı
getirip duyuran elçiyi birbirlerinden ayırmalarını önler. Mesajın
sahibi Allah’la görüşemeyeceğimiz ve mesajı getiren elçi vefat ettiği
için bize kalan mesajın kendisi olan Kuran’dır. Mesajla yetinmemiz
mesaja güvenmemiz sorunları çözmeye yetecektir.

Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?

29- Ankebut Suresi 51
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hazandefteri.yetkinforum.com

Elçiye (resule, peygambere) itaat ne demektir?

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RADYOMUZ YAYINDA ! :: Manevi Diyarımız :: Manevi Diyarımız :: Genel Konular -
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar