RADYOMUZ YAYINDA !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RADYOMUZ YAYINDA !

Duygularınızı Paylaşabileceğiniz Nezih Bir Ortam
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
Admin
admin
admin
Admin


Erkek
Yaş : 51 Kayıt tarihi : 28/12/08 Mesaj Sayısı : 340 Nerden :

Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler... Vide
MesajKonu: Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler... Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler... EmptyPtsi Ocak 26, 2009 11:28 pm

MEHDİLİK VE DECCALİYET

Mehdi kıyamet alametleri içinde en popüler olan, hakkında en çok hadis
uydurulan ve en çok istismar edilen karakterdir. Hadisler kullanılarak
oluşturulan bu karakterin kıyamete yakın dünyaya geleceğine, herkesi
yenip dünyaya hakim olacağına, daha sonra gelecek Hz. İsa ile buluşup
dünyayı yöneteceğine, bunları gerçekleştirmek için ise Deccal ile
savaşacağına inanılır. Hadislere göre Mehdi kadar, Mehdi’nin talebeleri
de üstün yeteneklere sahip sıra dışı kişilerdir. Tüm bu yeteneklere
sahip olabilmek, kendi şeyhinin, kendi liderinin Mehdi olduğunu ispat
edebilmek için binlerce hadis uydurulmuştur. Bu yüzden Mehdi’nin dış
görünüşü hakkında, yapacakları hakkında, çıkacağı yer hakkında
birbiriyle çelişen birçok hadis vardır. Mesela bir hadise göre Mehdi
Şam’dan çıkacakken, diğerine göre Kufe’den, bir diğerine göre
İstanbul’dan, bir başka hadise göreyse Medine’den çıkacaktır. İlk
nesiller kendi şeyh ve liderini Mehdi çıkarmak için o kadar çok hadis
uydurmuşlardır ki sonraki nesillerin hadis uydurmasına gerek
kalmamıştır. Bu nesiller de kendi liderlerine uyan hadisleri doğru
kabul etmiş, diğer hadisleri yorumla saptırmış veya yalanlamışlardır.
Örneğin liderleri küçük burunluysa, “Mehdi küçük burunludur” hadisini
kabul etmişler, Mehdi’nin gaga burunlu olduğuna dair hadisleri gözardı
veya inkar etmişlerdir. Bu yüzden İslam aleminde Mehdi enflasyonu
yaşanmıştır. Şu anda Mehdi sanılan bir dîni grup lideri var mı diye
sorulabilir. Buna cevabımız “Acaba hangi grup kendi liderini Mehdi
sanmıyor ki!” şeklindedir.
HER TARAF MEHDİ KAYNIYOR

Gerek Türkiye’deki, gerek İslam alemindeki gelenekçi cemaatleri iyi
tahlil etmemiz için Mehdilik olgusunu iyice kavramamız gerekmektedir.
Biz Türkiye’deki bizce en büyük olan on geleneksel İslami cemaati bir
kenara yazdık ve sonra bunların hangisinin şeyhini, liderini Mehdi
zannettiğini araştırdık. Sonuçta tamamına yakınının kendi şeyhini,
liderini Mehdi sandığını gördük. Bu da gerçek manada İslami cemaatleri
kavramak için Mehdiyet olayını bilmenin ne kadar önemli olduğunu
göstermektedir. (Unutmayın ki cemaatlerin büyük bir kısmı Mehdiyet
konusunda açık konuşmaz. Bu konuyla ilgili bilgileri kendi içine
girenlere bile hemen açıklamazlar. Birçok cemaatte bu bilgileri
açıklayan şeyhin kendisi değil, onun en yakın halkası olmaktadır.)
Hadislerde Mehdi’nin kendisinin bile Mehdi olduğunu söylemeyeceği de
nakil edilir. Cemaatler bu hadisi liderlerinin Mehdiyetini gizlice,
kulaktan kulağa, basının ve diğer kuruluşların önünde belli etmeden
yaymalarının daha iyi olduğuna işaret kabul ederler. Mehdiyet bir
cemaate büyük bir kuvvet verir. Liderinin; 1400 yıl önce tarif edilen,
bazı Peygamberlerle eşit üstünlükte olan, dünyaya hakim olacak kişi
olması, liderin müritlerinde çok güçlü bir bağlılık oluşturur. Bu
bağlılıkla müritler tüm enerjilerini, tüm paralarını, tüm olanaklarını
şeyhin eline teslim ederler. Şeyhin hiçbir lafını tartışmayı bile
düşünemezler. 1400 yıl önce hadislerle müjdelenmiş, dünyayı fethedecek
Mehdi’ye karşı gelmek kimin haddine düşmüştür? Liderini Mehdi diye
yüceltenler, Mehdi’nin talebeleri olma vasfıyla 1400 yıl önceki
hadislerde müjdelendikleriyle uyutulurlar. Mehdi’nin halife olacağına
dair izahlar, grup liderlerinin uzun vadeli ayaklanma, darbe gibi
organizasyonlarla halifeliğe oturtulması gerektiğine dair planları da
düşündürür. İslam tarihi kendini Mehdi sanıp ayaklanmalar çıkartmış ve
yüzlerce kişinin ölümüne sebep olmuş şizofrenlerin örnekleriyle
doludur. (Kubilay vakasında olduğu gibi)
HUMEYNİ’NİN MEHDİLİKTEN GELEN GÜCÜ

Şiilik’te Mehdilik konusu imanın şartlarındandır. Şiilik’teki bu konuya
atfedilen önem Sünniliğin de üstündedir. Mehdinin hicri 256’da doğan
Hasan Askeri’nin oğlu Muhammed olduğu, ortadan kaybolduğu ve günü
gelince meydana çıkıp vazifeyi alacağı inancı Şiiliğin temel
inançlarındandır. Şu anda hicri 1400’lü yıllarda olduğumuz düşünülürse
Şiiler’in temel inancına göre Mehdi 1100 yıldan fazla bir süredir bizle
saklambaç oynayan bir kişidir. Geleneksel İslamcılar içinde kalabalık
bir kitleyi temsil eden Şiiler’in bu inancı geleneksel kitlelerin aklı
nasıl bir kenara bırakıp, Kuran yerine mezheplere, hem de en saçma
izahlarına rağmen tabi olabildiklerini göstermektedir. Şii yönetimleri
ve İran devrimini tahlil etmek için de Mehdilik konusunun bilinmesi çok
önemlidir. Şiiler’e göre Mehdi ortaya çıkıncaya kadar onun vekilleri
hüküm sürecektir ve vekillere itaatsizlik, Mehdi’ye itaatsizliktir,
Mehdi’ye itaatsizlik ise Allah’a isyandır. Ayetullah Humeyni de
Mehdi’nin bir dönemdeki vekili kabul edilmekteydi. Böylece Ayetullah
Humeyni halkı kontrol edecek ve yönlendirecek kuvveti Mehdi
vekilliğinden alıyordu. Humeyni’ye itaat Şii inancında farzdı. İran
devriminde halkın bölünmeden tek kaynaktan büyük bir bağlılıkla idare
edilip ayaklanmasının altında da Mehdiyet inancı vardır. Yani yakın
tarihte önemli yeri olan Şii-İran devrimini iyi anlamanın yolu da
Mehdiyet konusunu iyi analiz etmekten geçmektedir. Şiilik’te,
Sunnilik’teki binlerce Mehdi’ye karşı tek bir saklambaç oynayan Mehdi
vardır, fakat bu Mehdi’nin Humeyni gibi vekilleri bile sırf bu
vekaletten dolayı ihtilal yapacak gücü ellerinde bulundurmuşlardır.
ÖLÜ DİRİLTEN DECCAL

Deccal ise Mehdi’nin savaşacağı kişidir. Şeyhini Mehdi ilan edenler
şeyhine karşı çıkan veya şeyhin yaşadığı devirde karşı fikirlere sahip
bir kişiyi Deccal ilan ediverirler. Böylece Mehdiyete hizmeti ibadet
sananlar, Deccaliyetin ordu veya fikir sistemiyle savaşı da ibadet
sayarlar. Hadislerde bir Mehdi, bir Deccal tarifi varken binlerce
kişinin Mehdi ve onlara karşı binlerce kişinin Deccal ilan edilmesi
konunun nasıl zıvanadan çıktığını gösterir. Deccal hakkındaki
hadislerde Deccal’in cenneti ve cehennemi olduğu, ölüleri dirilttiği,
alnında kafir yazdığı, kör olduğu, yeryüzünde gelmiş geçmiş en büyük
fitne olduğu anlatılır.

Kuran’ın Mehdi ve Deccal hakkında ne dediğinin cevabı koca bir hiçtir.
Yani Kuran’da tek bir ayette bile geçmeyen bu karakterler yüzünden
binlerce Mehdilerin peşine düşülmüş, birçok gelenekçiliğin düşmanı
Deccal diye lanetlenmiştir. Binlerce kişinin kanı dökülmüş, adeta bir
İslam mitolojisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Her devirde gelecekmiş
gibi beklenen Mehdi kişileri tembelliğe itmiş, birçok Mehdi bekleyicisi
kendi ürettikleriyle kurtuluşu arayacaklarına, kurtuluşu gelecek
Mehdilerden ummuşlardır. Ayrıca mezhepçiler, içinde bulundukları zayıf,
hükmedilen, bilimsel olarak geri durumun günahını da kendilerinde
arayıp kendilerini düzelteceklerine, uydurma Deccallere suçu yükleyip
kurtulmuşlardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hazandefteri.yetkinforum.com
Admin
admin
admin
Admin


Erkek
Yaş : 51 Kayıt tarihi : 28/12/08 Mesaj Sayısı : 340 Nerden :

Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler... Vide
MesajKonu: Geri: Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler... Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler... EmptyPtsi Ocak 26, 2009 11:28 pm

HZ. İSA’NIN YENİDEN GELİŞİ İDDİASI

Kuran’da yer almamasına rağmen ortaya atılan iddialardan biri de Hz.
İsa’nın kıyamette yeniden geleceğidir. Hadislerde Hz. İsa’nın Şam’ın
doğusunda beyaz minareye geleceği, Mehdi ile buluşacağı, Deccali
öldüreceği anlatılır. 12. bölümde bazı hadis uydurucuları anlatılırken
geniş yer verdiğimiz Ebu Hureyre’nin, Buhari ve Müslim gibi
gelenekçilerin en güvendikleri iki kaynaktaki bir hadisi şöyledir: “
Allah’a yemin ederim ki İsa’nın adil bir hakem olarak aranıza inmesi
yakınlaşmıştır. O indiğinde haçları kırıp domuzları öldürür, cizyeyi
kaldırıp maymunu öldürür ve İslam’dan başkasını kabul etmez.”
Hıristiyanlık’tan ilk devirlerde dinimize geçenlerin yaydığını
sandığımız bu uydurma, Kuran ayetleriyle de uyuşmaz.


Allah şunu demişti: Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden ayıracağım...

3- Ali İmran Suresi 55


Hüseyin Atay bu ayete göndermeler yaparak şu açıklamayı yapar: “ Hz.
İsa hakkında Kuran-ı Kerim’in verdiği bilgi içinde onun öldüğü fakat
öldürülmediği bilinmektedir. Bunlara göre Hz. İsa ölmüştür, hayatta
değildir ve dünyaya dönmeyecektir. Hadislerle iman esasları sabit olmaz
ve Kuran’a ilave yapılamaz. Hıristiyan kültünden ve kültüründen, Hz.
Muhammed’in vefatından sonra İslam literatürüne geçen hikayelerden
birinde; Hz. İsa’nın ölmediği, göğe çıkarıldığı ve kıyamet kopmadan
dünyaya Şam’daki minareden ineceği anlatılmaya başlanmıştır. Hıristiyan
mitolojisi İslamlaştırılarak Müslümanlar’ın inançları arasına
sokulmuştur. Öyle ki buna inanmayanlar, aklı başında sanılanlar
tarafından bile kafirlikle itham edilmektedirler.” (Hüseyin Atay,
Kuran’a Göre Araştırmalar, sayfa 53)


Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. O Allah’ın elçisi ve Peygamberler’in sonuncusudur.

33-Ahzab Suresi 40


Ayetten Peygamberimiz’in son Peygamber olduğunu anlıyoruz. Kuran’da Hz.
İsa’nın da Peygamber olduğu geçtiğine göre, Peygamberimiz’den sonra Hz.
İsa’nın gelişi Kuran’ın bu ayetiyle çelişir.


Selam üzerimedir doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün.

19-Meryem Suresi 33


Meryem suresinde, Hz. İsa’nın ağzından nakledilen yukarıdaki sözlerde,
Hz. İsa’nın üç önemli gününden bahsedilir. Görüldüğü gibi bu günler
sayılırken Hz. İsa’nın kıyamette dünyaya yeniden geleceği şeklinde bir
günden bahsedilmez. Eğer böyle bir gün olsaydı, elbette ki bu da
yalanlarla dolu hadislere bırakılmadan, şüpheye yer bırakmayacak
şekilde Kuran’da belirtilirdi.

Ne yazık ki Kuran’ın belirtmediği ve Kuran ile çelişen Hz. İsa’nın
gelişi hikayesi, yüzlerce sahte İsa’nın çıkışına yol açmıştır. Sahte
Mehdi enflasyonu gibi, sahte İsa enflasyonu da akıl hastanelerimizin
önemli vakalarına baz teşkil etmiştir.
YECUC MECUC

Yecuc Mecuc, Kuran’da bahsedilen bir kavmin ismidir. Mehdiyet,
Deccaliyet, Hz. İsa’nın yeniden dünyaya geleceği Kuran’da yer
almamasına karşın kıyamet alametleri olarak anlatılırken, Yecuc Mecuc
konusunda Kuran’da olmayan, Kuran’a uymayan saçma izahlar, Kuran’da
geçen Yecuc Mecuc konusunu detaylandırmak için anlatılmıştır. Yecuc
Mecuc, Kuran’da iki surede şu şekilde geçmektedir:


93-İki setin arasına kadar ulaştı, onların önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.
94-Dediler ki “Ey Zulkarneyn, Yecuc Mecuc bu yerde bozgunculuk
yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set inşa etmen için sana vergi
verelim mi?”
95-Dedi ki “Rabbimin beni içinde tuttuğu imkan ve güç daha üstündür.
Siz bana bedensel güçle yardım edin de sizinle onlar arasında
sapasağlam bir engel yapayım.”
96-“Bana demir kütleleri getirin. İki ucu eşit düzeye gelince
körükleyin.” dedi. Onu ateş haline getirince “Bana erimiş bakır getirin
dökeyim” dedi.
97-Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.
98-Dedi ki “ Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.”

18- Kehf Suresi 93-98


96-Yecuc ve Mecuc’un önü açıldığı zaman onlar her tepeden akın ederler.
97-Gerçek olan vaat yaklaşmıştır. İnkar edenlerin gözleri birden donup
kalmıştır. “ Vay başımıza! Biz bundan gafil bulunuyorduk. Hayır, biz
zalimlerdik.”

21-Enbiya Suresi 96-97


Yecuc Mecuc’un Kuran’da geçtiği ayetleri, bu konuya ilave yapılan
uydurmalarla ayırt edebilmeniz için yazdık. Bir izaha göre Yecuc Mecuc
Hz. Adem’in rüyalanması sonucu toprağa akan spermlerden oluşmuş bir
millettir. Yecuc Mecuc’un toprağın altında bir karış boyunda bir millet
olduğu, kıyamete yakın yeryüzüne çıkacağı diğer bir açıklamadır. İbni
Abbas’ın rivayetine dayanan bu son hadise karşı İbni Ebi Hatem Şueyh’in
hadisi ise şöyledir: “Onlar üç sınıftır. Birinci sınıf büyük ağaç
gibidir. İkinci sınıf dört arşın uzunluk ve dört arşın da
genişliktedir. Üçüncü sınıf da kulaklarından birini yatak edip
ikincisini yorgan yapıyorlar.” Tüm bu birbirleriyle çelişkili
nakillerinden daha ilginci ise Yecuc Mecuc’un Türkler olarak tarif
edilmesidir. Yecuc Mecuc’u aşağılayan tüm hadislerin arasına Yecuc
Mecuc’un Türkler olduğu izahının girmesi, Türk düşmanı Arap
milliyetçiliğinin hadis uydurmada nasıl etkin olduğunu göstermektedir.
DABBE

Kuran’da tek bir ayette geçen Dabbe aynı Yecuc ve Mecuc gibi uydurma,
mitolojik hadislerle anlatılarak sunulmaya çalışılmış ve her seferinde
olduğu gibi ortaya çıkan tablo rezillik olmuştur. Önce Kuran’da geçen
dabbe ile ilgili ayeti görelim:


O söz başlarına geldiği zaman onlara yerden bir Dabbe çıkarırız. O da
insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını
söyler.
27- Neml Suresi 82


Bu tek ayete karşın geçen acayip hadislerden biriyse şöyledir:
“Dabbe’nin başı öküz başı gibi, gözü domuz gözü gibi, kulağı fil kulağı
gibi, boynuzu keçi boynuzu gibi, boynu deve kuşunun boynu gibi, göğsü
aslan göğsü gibi, rengi kahverengi gibi, böğrü kedi böğrü gibi, kuyruğu
koç kuyruğu gibi, ayakları deve ayağı gibidir.” Ayrıca çok daha garip
hadisler vardır ki bunlardan kimine göre Dabbe’nin başı gökte, kuyruğu
kutupta, ayakları Arabistan yarımadasındadır. Kimine göreyse Dabbe’nin
bir elinde Hz. Süleyman’ın mührü, diğer elinde Hz. Musa’nın asası
vardır. Diğer tüm konularda gördüğümüz gibi Kuran dışında dîni kaynak
arayanların karşılaşacakları izahlar bunların benzerleridir.
DABBE’NİN NE OLDUĞUNUN TAHMİNLERİ

Dabbe’nin ne olduğu tahmin edilecekse bu ayete bakılıp tahmin
edilecektir. Bu konuda hiçbir tahminimiz yoktur. Fakat tahmini olan
bazı kişiler de vardır. Örneğin Reşad Halife’ye göre Dabbe bilgisayar
olabilir. Kuran’ın 19 mucizesinin bulunmasına yarayan bilgisayar
insanların inançsızlıklarını çürütmektedir. Said Nursi’ye göre Dabbe
dişten tırnağa yerleşecek virüs tipi bir canlı olabilir. Bu iki yazarın
bu tahminlerini neye dayandırdıklarının ayrıntılarına girmiyoruz.
Sadece Dabbe’nin ne olabileceğine dair farklı tahminler yapıldığını
göstermek istedik. Belki de Dabbe’yi tahmin edememizin nedeni Dabbe’nin
henüz çıkmamış oluşudur. Bu yazıda bizim yapmak istediğimiz de zaten
Dabbe’yi tahmin etmek değildir.

Mitolojik uydurmalara dönüşen kıyamet alametleri ve özellikle Mehdi,
Deccal ve Hz. İsa’nın yeniden gelişi çerçevesindeki iddiaların sonucu
tam bir rezalet, tam bir perişanlıktır. Yecuc ve Mecuc ile Dabbe
konularıysa sadece ve sadece Kuran çerçevesinde ele alınmalı,
gösterdiğimiz saçma hadisler yok sayılmalı, bir tahmin yapılacaksa da
böyle yapılmalıdır. Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hazandefteri.yetkinforum.com

Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RADYOMUZ YAYINDA ! :: Manevi Diyarımız :: Manevi Diyarımız :: Genel Konular -
Yetkinforum.com | Sanat, Kültür ve Hobiler | Edebiyat, Şiir | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar