RADYOMUZ YAYINDA !
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RADYOMUZ YAYINDA !

Duygularınızı Paylaşabileceğiniz Nezih Bir Ortam
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Kuran’ın dininin kolaylığı

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
Admin
admin
admin
Admin


Erkek
Yaş : 51 Kayıt tarihi : 28/12/08 Mesaj Sayısı : 340 Nerden :

Kuran’ın dininin kolaylığı Vide
MesajKonu: Kuran’ın dininin kolaylığı Kuran’ın dininin kolaylığı EmptyPtsi Ocak 26, 2009 11:14 pm

Kuran’ın İslâm’ını anlattığımız bazı kişiler mezheplerin İslam’ı ile
Kuran’ın İslam’ı arasındaki uçuk farkı görünce “Siz dini
kolaylaştırıyorsunuz. Din bu kadar kolay olur mu?” şeklinde eleştiriler
yapmakta, Kuran’ın İslâm’ını savunanları nefsanilikle, dini kendi
rahatlarına uydurmakla suçlamaktadırlar. Fakat bu itiraz tarzlarıyla
bir kez daha cehaletlerini sergilemekte ve Kuran’ın ayetlerinden
habersiz olduklarını göstermektedirler. Kuran’a göre dinimiz kolaydır.
Eğer siz zor bir dini savunuyorsanız, bu sizin savunduğunuz dinin
Kuran’ın dini olmadığının bir delilidir. Çünkü Kuran’a göre dinimiz
aynen Hz. İbrahim’in dini gibi kolaydır, güçlüklerden arınmıştır.

... Allah sizi seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, aynı atanız İbrahim’in dininde olduğu gibi...

22- Hac Suresi 78
ALLAH YERİNE KONUŞANLAR

Kitabımızda din adına uydurulan palavraların birçok örneği
bulunmaktadır. Allah adına konuştuğunu iddia ederken, aslında Allah’ın
yerine konuşmuş olan mezhepçi kafalar, Allah’ın rahmeti olan dini,
Allah’ın belası gibi göstermişlerdir. Allah’ın insanın yaratılışına
uygun olduğunu söylediği dini; hem insanla, hem mantıkla, hem bilimle,
hem insaşa çelişir bir şekilde tarif etmişlerdir. Bu kafaya göre
Allah’ın rahmetini anlatmak dini yozlaştırmaktır. Kuran’daki 114 adet
Besmele ile ve daha yüzlerce ayet ile Allah’ın merhameti anlatılır.
Kuran’ın en temel mesajların başında Allah’ın rahmetinin anlaşılması
gelir. Bu mezhepçi kafa, Allah’ın bize rahmetinin neticesi olan
kolaylıkları anlatmamızı dinde yozlaştırma diye takdim eder. Allah’a
iftira olarak kendi uydurdukları zorlukları ise takvalık, dine titizlik
olarak satmaya kalkar. Bu kafa, dinin kolay olmasıyla alay ederken,
aslında Kuran’ın ayetlerinde geçen bir ifade ile yani bizzat Kuran’ın
kendisiyle alay ettiğinin farkına varmaz. Mezhepçi kafa Kuran’ı
musikisi için dinlemeye o kadar alışmıştır ki ayetlerde geçen bu açık
manalar onlara hep kapalı kalmıştır.

...Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez ...

2- Bakara Suresi 185

İnsan zayıf olarak yaratılmış olduğundan Allah size hafiflik getirmek istiyor.

4- Nisa Suresi 28

Hiç şüphesiz dinin kendisi zorluklardan oluşmadığı gibi, Kuran da
anlaşılması zor bir kitap değildir. Mezhepçiler “Kuran öyle yüce, öyle
mübarek bir kitaptır ki bizim gibi aciz insanlar Kuran’ı ne kadar
uğraşsa anlayamazlar.” şeklinde izahlarla ilk bakışta Kuran’ı övüyormuş
gibi görünseler de, aslında insanları Kuran’dan uzaklaştırmaktadırlar.
Kuran’ı insanlar anlayamayacaksa Kuran niye vahyedildi? Niye Kuran
insanlara hitaplarla dolu? Niye Kuran üç-beş insana hitapla değil de
herkese hitapla meşgul oluyor? Kuran’ı anlaşılmaz kılmak isteyenlerin,
Kuran’ı anlamak zordur, hatta imkansızdır diyenlerin hesabı tabi ki
başkadır. Kuran anlaşılmaz olunca kitleler bu mezhepçilerin imamlarına,
şeyhlerine teslim olacaktır. Çünkü bunlara göre Kuran anlaşılmazdır ve
zordur ama imamlar, şeyhler anlaşılabilir, bunlar rehber edinilerek
doğru yol bulunabilir.

Kuran anlaşılmaz ve zor kabul edilince, ilkel Emevi uydurmaları ve
Abbasi eklemelerinin dinin bir bölümü olup olmadığı da
sorgulanmayacaktır. Çünkü tüm bu ilkel eklemeler ancak Kuran’ın
hakemliği ile çöpteki layık oldukları yerleri bulabilirler. Kuran’ın
anlaşılmaz ve zor olduğunun ilanıyla Kuran’ın hakemliği elinden alınıp
mezheplere verilince, mezheplerin bizzat kendisi olan Emevi-Abbasi
patentli çelişkiler ve zorluklar halk üzerindeki hegemonyalarını devam
ettireceklerdir. Kuran’ın anlaşılması için hatırlamamız gereken birçok
ayet vardır. Sırf aşağıdaki ayet aynı surede dört kez
tekrarlanmaktadır.

And olsun ki biz Kuran’ı öğüt almanız için kolaylaştırdık. Öğüt alacak yok mu?

54- Kamer Suresi 17,22,32,40
KURAN’LA ARAMIZA ÖRÜLEN DUVARLAR

Kuran birçok cahil bedeviye de, birçok bilgine de hitap etmektedir.
Kuran tüm insanların rehberidir. Yukarıdaki ayetten anlayacağımız gibi
Kuran insanların Allah’ı anması, O’ndan öğüt alması için
kolaylaştırılmış bir kitaptır. İnsanlar anlamadıkları kitaptan nasıl
öğüt alır ? Anlamadıkları bir kitap nasıl rehber olur? Kuran’ın
anlaşılmaz olduğunu iddia etmek tüm bu ayetlerle ters düşmektir. Bu
iddiaları yapanlar Kuran ile insan arasına duvar örmekte ve kendi
ilmihal kitaplarını Kuran’ın yerine koymaktadırlar. Bunu yaparken de
Kuran’ı sözde yüceltmektedirler!

Bu mezhepçi zihniyete günümüzde çok satan ve bedava da dağıtılmış olan
“Tam İlmihal Saadeti Ebediye” kitabından örnek vermek istiyoruz.
Kitabın yazarı Hüseyin Hilmi Işık, Işıkçıların başıdır ve kimi
baskılarını Sıddık Gümüş ismi ile yapmıştır. Bu kitabında Hüseyin
Hilmi, Kuran’ı anlamaya çalışanlara şu uyarıları yapar; “Seyyid
Abdülhakim Efendi, Kuddise siruh buyurdular ki: İbadet emirleri yapmak
demektir. Kuran-ı Kerim’i, hutbeyi okumak ibadettir. Bunların manasını
anlamak emir olunmadı. Bunları anlamak ibadet değildir. Kuran-ı Kerim’i
anlamak için yetmiş iki yardımcı ilmi ve sekiz temel ilmi öğrenmek
lazımdır. Ancak bundan sonra Kuran-ı Kerim’i anlamaya istidad hasıl
olup, Cenab-ı Hak nasip ederse anlayabilir. Herkes anlamalıdır demek
dine müdahale etmek demek olur. Kuran-ı Kerim’i anlamak için istidadı
çok olan on sene, orta olan elli sene çalışmak lazımdır. Bizim gibi az
olanlar ise yüz senede çalışsak anlayamayız. Şeriatte ilim diye faideli
bilgilere denir. Faideli ilim Saadeti Ebediyye’yi elde etmeye yani
Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olan ilimdir ki bunlara İslâm
bilgileri denir.” Saadeti Ebediyye kitabını okuyanlar bizim
eleştirdiğimiz zihniyeti anlayacaktır. Bu arada Abdulhakim Efendinin,
Hüseyin Hilmi Işık’a şeyhliği devreden şeyhi olduğunu hatırlatalım.
Alıntımızı dikkatle okuyanlar; Hüseyin Hilmi Işık’ın Kuran’ın
anlaşılmaz olduğunu ispatlamak için nasıl çırpındığını, “Benim şeyhim
bile anlamadıktan sonra sizin ne haddinize düşmüş Kuran’ı anlamak”
dediğini kavrayacaklardır. Bu arada Hüseyin Hilmi kişileri kurtaracak
olanların faideli bilgiler olduğunu söyleyerek, Kuran’ın anlaşılmaz
olduğunu açıkladıktan sonra baş vurulacak kaynağa işaret eder. Faideli
bilgiler tamlamasının Hüseyin Hilmi’nin kitabı Saadeti Ebediyye ismiyle
aynı cümlede geçişi, Kuran’ın yerini neyin alması gerektiği konusunda
herhalde kitleleri aydınlatacaktır! Kendi kutsallarını rehber , Kuran’ı
musiki kitabı yapan bu zihniyet, Emeviler döneminden beri düştüğümüz
durumun baş sebebidir. Cehalet, ilkellik, taklitçilik, akıldan feragat
hep bu zihniyetin alametleridir. Bunlar yüz sene uğraşsak da Kuran’ı
anlayamayız diyecek kadar iki yüzlü bir tevazu yaparlar, fakat sonra
Kuran’ın yerini alacak, anlaşılır rehber kitaplar yazarlar!
ÇÖLDEKİ BEDEVİ KURAN’I 72 + 8 İLİMLE Mİ ANLADI?

Hüseyin Hilmi’ye göre Kuran’ı anlamak ibadet değildir. Fakat ortalama
kapasiteli biri Kuran’ı elli senede anlayabilir. Bir yazar “Elli
senelik emeğin karşılığı ibadet olmazsa, emeğin kendisi de ibadet
olmaz” diyerek bu elli seneyi kimin, niye geçireceğini sorgulamaktadır.
Aynı yazar, şeyhlerin sohbetini dinlemeyi ibadet sayanların nasıl olur
da Kuran’ı anlamayı ve bunun için gayret etmeyi bir ibadet olarak kabul
etmediklerine Şafi ırmakta ve şöyle demektedir: “Hazretler zahmet edip
Kuran’a baksaydılar, Kuran’ı anlamak için böyle bir ilimler listesinin
olmadığını göreceklerdi. Ama ne hadlerine! Kuran’ı anlamaları mümkün
değil ki! Kuran ümmi olarak tanımladığı bir topluma direkt olarak hitap
ediyor. Mekkeliler konuştukları dille gelen Kuran’dan öğüt alıp
hidayete ermeleri için hiçte 72+8 ilmi bilmek zorunda değillerdi.
Hazretler, Kainatın yaratıcısının kendi kelamını kolaylaştırdığı
konusundaki sözlerine güvenseydiler, kısacası Kuran’ı
anlayabileceklerine ihtimal verseydiler, Allah’ın izniyle
anlayabilirlerdi. Ne var ki Kuran’ı anlayamayacaklarına dair verdikleri
ilk şeytani kararla zaten kendilerini layık oldukları anlayışsızlığa
mahkum etmişlerdir. Şunu belirteyim ki; Kuran’ı anlamıyorum demek
başkadır, anlayamam demek başkadır. Hele hele kendisi anlamadığı için
başkalarını da anlamamaya çağırmak çok daha başkadır. Birincisi
cehalet, ikincisi delalet, üçüncüsü ise ihanettir.”

Kuran’ı zor ve anlaşılmaz olarak gösterenlerin gerçek niyetinin Allah
ile kul arasına şeyh, mezhep imamı, hadisçi, fıkıhçı gibi vasıtalar
koyup bunları başvuru kaynağı yapmak olduğunu gördük. Oysa Kuran’ın
geliş sebeplerinden biri Allah ile insanlar arasına konan putları,
ilahları, rahipleri, ruhbanları, kutsallaştırılmış insan sınışarını
atmaktır.

Haberin olsun katıksız din yalnızca Allah’a aittir. O’ndan başka veli
edinenler. “Biz bunlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye
ibadet ediyoruz.” Elbette Allah ayrılığa düştükleri konularda
aralarında hükmedecektir. Şüphesiz Allah hiçbir yalancı kafiri doğruya
eriştirmez.

39- Zümer Suresi 3

Ayette de görüldüğü gibi Allah’la aralarına aracılar koyanlar, bu
aracılığı Allah’a yakınlaşmak için kullandıklarını iddia etmektedirler.
Fakat Allah, katıksız dinin yalnızca kendisine ait olduğunu
söylemektedir. Bu iddia sahiplerinin mazeretlerini kabul etmemektedir.
Allah’ın kitabı olan Kuran’ın yanına insanların yazdığı kitapları
koyarak din oluşturanlar, dinin katıksız şekilde Allah’a ait olmasının
gerekliliği ile çelişirler. Kuran tüm insanlığa hitap eder, eğer
anlaşılmaz olsaydı anlayacak olan birkaç mezhep imamına hitabı gerekmez
miydi? Elbette din de, Kuran da hem anlaşılır, hem de kolaydır.
Uydurulmuş din ise zorluklarla doludur. Mezheplerin tarif ettiği yapıda
bir karı kocanın nasıl bir hayat yaşamaları gerektiğini çok kısaltarak
anlatmaya çalışalım. Bu karı-kocanın sabahtan akşama bazı işlerinde
gözetmeleri gereken sevap, helal ve haramların mezhepçi zihniyete göre
neler olduğuna örnekler vererek, mezheplere göre ideal yaşam tarzını
sunmaya çalışalım. Böylece Kuran’ın kolay dini ile uydurulan detaycı,
zor dinin farkını kavrayalım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hazandefteri.yetkinforum.com
Admin
admin
admin
Admin


Erkek
Yaş : 51 Kayıt tarihi : 28/12/08 Mesaj Sayısı : 340 Nerden :

Kuran’ın dininin kolaylığı Vide
MesajKonu: Geri: Kuran’ın dininin kolaylığı Kuran’ın dininin kolaylığı EmptyPtsi Ocak 26, 2009 11:14 pm

MEZHEPÇİ HANIM VE BEYE GÜNDELİK HAYAT TAVSİYELERİ

Mezhepçi bey ile mezhepçi hanım kalktıklarında sağ ayak ile
yataklarından kalkmalıdırlar. Hayırlı işler sağ, hayırsız işler sol
ayakla yapılır. Birazdan eğer birisi tuvalete girecekse sol ayakla
girer. Tuvalete başı kapalı girmekte sevap vardır. Tuvalette iken
konuşulmaz, eğer biri tuvaletin dışından soru sorarsa bu münasebetsize
cevap vermemek daha uygundur. Eğer evdeki tuvalet alafrangaysa, bu
tuvaleti yıktırıp alaturka yaptırmak daha uygundur. Erkekler ayakta
küçük tuvalet yapmak gibi uygunsuz tarzdan kurtulmalı, oturarak küçük
tuvaleti yaparak sünnet sevabı kazanmalıdırlar. Eğer çiftimizden biri
yıkanacaksa en azından belinde peştemalle yıkanması gerekir. Çünkü kişi
tek başına tuvalette iken bile avret yerini kapalı tutmaya
çalışmalıdır. Her ne kadar insanlar görmüyorsa da melekler ne de olsa
insanları görür, meleklerden utanmak lazımdır. Yıkanırken önce sağ
omuza, sonra sol omuza su dökmek gibi sıralara uyulmalı ve kitaplarda
yıkanma ile ilgili yazılan Arapça dualar ezberlenip okunmalıdır.
Şampuan tipi yıkanma maddeleri kullanıyorlarsa, bunların çoğu alkol
içerdiği için bunlar kullanılmayacaktır. Alkolsüzü bulunacaktır.
Dişleri temizlemek için misvak kullanılmalıdır. Bu arada dişlere iyi
bakılmasında fayda vardır. Çünkü kimi alimlere(!) göre dişe dolgu
yapılırsa boy abdesti olmaz, kişi cenabet gezer. Bu yüzden dişin
çürümesi, komple dişi çektirip dişsiz kalmayı veya çıkmalı takma dişler
taktırmayı gerektirecektir. Çıkmalı takma dişler boy abdesti alırken
çıkarılıp, bunların altı ıslatılmalıdır, yoksa kişi cenabet gezmeye
devam eder.

Namaz kılınacaksa sarık takıp yetmiş kat sevap kaçırılmamalıdır.
Sarığın yedi metre olması daha uygundur. Giyilecek elbiseler yeşil,
siyah veya beyaz olmalıdır. Sarı veya kırmızı giymemek gerekmektedir.
Çiftimiz yemeğini yer sofrasında yemeli, sonradan çıkma masa tipi
uyduruk şeylerde yememelidir. Yer sofrasında sağ ayak dikilir, sol ayak
alta alınıp oturulur. Yemek tek bir kap içinde ortaya konularak
yenilir. Yemekte çatal, kaşık gibi aletlerden kaçınılmalıdır. En sevap
yemek yeme şekli üç parmakla olur. Bu üç parmak bile bellidir. Baş,
işaret ve orta parmaklar. Yemeğe tuz ile başlamak iyidir. Yemekte su
içilirse üç nefeste içilmeye gayret edilmelidir. Yemek kesinlikle sağ
elle yenmelidir. Sol elle yenilenleri şeytan yemiş olur. Yemek bitince
üç parmak, baş parmaktan ortancaya doğru yalanır, bu da sünnettir.
Böyle sünnetleri kaçırmamak lazımdır. Aynaya bakmak sünnettir. Erkek
aynaya bakıp sakalının bir tutamı geçip geçmediğini kontrol etmeli ,
sakalı bir tutamı geçtiyse kesmelidir. Sakalı bir tutamdan az kesmek
düşünülemez , değil ki pasparlak olmak. Erkeğin gözüne sürme çekmesi,
saçlarını yağlayıp ortadan ayırması da hep sevap getiren fiillerdir.

Kadın ise saçını uzatmalı, kesinlikle kesmemelidir. Kadınların kaşını
aldırması çok büyük günahtır. Kadın evden çıkacaksa yanında kocası,
kardeşi gibi mahremi olmadan 90 km’den fazla gitmesinin haram olduğunu
unutmamalıdır. Aslında kadın için en iyisi mümkün olduğunca dışarı
çıkmadan evde oturmaktır. Fakat dışarı çıkacak olursa iyice örtünmeli,
koku sıkmasının haram olduğunu unutmamalıdır. Kadın için en iyisi
komple örtünmesi , eldiven giymesidir. Hatta kadının kestiği tırnakları
bile kadından bir parça sayıldığı için, yabancı bir erkeğe göstermeden
toprağa gömmesi gerektiğini bir çok mezhep alimi (!) söylemiştir.

Televizyonun seyredilip seyredilmeyeceği tartışmalı bir konu olduğu
için eve hiç televizyon almamak en iyisidir. Çünkü resim haramdır.
Televizyondaki görüntüler resimlerin arka arkaya geçişi olduğu için
bunun da haram olduğunu iddia edenler vardır. En azından mezheplere
göre bunun şüpheli olduğu kesindir. Mezheplere göre ise şüpheli şeyleri
terk etmek en isabetli davranıştır. Radyo dinlemek de çok tehlikelidir.
Müzik, telli sazlar, hele hele kadın sesi haramdır. Radyoda sürekli
bunlar çıkacağı için mezhepçi çiftimizin bunları eve sokmaması gerekir.
Eğer çiftimiz cinsel ilişkiye girmek isterse çırılçıplak bir şekilde
bunu yapmanın meleklere karşı utanmazlık olduğunu unutmamalıdırlar.
Mümkünse yorgan tipi bir örtünün altında, birbirlerinin cinsel
organlarına bakmadan cinsel ilişkiye girmeleri gerekmektedir.

Eve girerken de, çıkarken de sağ ayak kullanılmalıdır. Eve meleklerin
girmesini engelleyen köpek kesinlikle sokulmamalıdır. Evdeki yataklar,
oturma grupları hep yerin üstünde olmalı, ayaklı olanlarından
sakınılmalıdır. Uyurken abdestli uyunmalıdır. Çünkü abdestli ölenin
şehit olacağı söylenmektedir. Uyurken sağ el başın altına alınıp, sol
el salınacak ve sağ tarafın üstüne yatılacaktır. Yüzü koyun yatmak en
kötüsüdür. Böyle yatan çiftler birbirlerini ve çocuklarını uyandırıp
düzeltmelidirler...
EKSİĞİ ÇOK, FAZLASI YOK

Bu çifte mezheplerin dini adına tavsiyeleri sıralarsak ayrı bir kitap
yazmamız gerekirdi. Fakat bu örnekler bile Kuran’a karşın mezheplerin
dininin ne kadar zor, karmaşık, yaşanmaz bir sistem olduğunu göstermeye
yetmektedir. Bu izahların hepsinin mezhepçi kitaplarda, mezhepçi
açıklamalarda yeri vardır. Bu örneklerin eksiği bir hayli çok, fazlası
ve abartısı hiç yoktur. Mezheplerin sunduğu sistem yaşanmaz bir
sistemdir. Bu halleriyle birçok mezhepçi, ruhbanlık uydurup, ona da
uymayan Hıristiyanlar’a benzemektedirler.

Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik. Ona İncil’i verdik ve onu
izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet oluşturduk.
Uydurdukları ruhbanlığı biz onlara gerekli kılmamışken, Allah rızası
için uydurdular. Ama buna da gereği gibi uymadılar.

57- Hadid Suresi 27

Mezhepçiler insanın her saniyesini dolduran, insanın rahat bir banyo
bile yapamayacağı bir sistem oluşturmuşlar ve bunu da din diye ne yazık
ki bir çok insana yutturmuşlardır. Fakat Allah’ın gerekli
kılmadıklarıyla dolu bu zorlukların sistemine mezhepçilerin birçoğu
bile uyamamışlardır. Yalnız ve yalnız Kuran din yapılıp, Kuran dışı
kaynaklar reddedilip, Kuran’ın yeterliliğine güvenilmeden bu sorunlar
çözülemez. Başarı bu en kolay, en mantıklı yoldadır.

Allah kimseye gücünü aşan bir sorumluluk yüklemez.

2- Bakara Suresi 286

Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki şükredebilesiniz.

5- Maide Suresi 6

Seni en kolay olanla başarılı kılacağız.

87- Âlâ Suresi 8
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hazandefteri.yetkinforum.com

Kuran’ın dininin kolaylığı

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RADYOMUZ YAYINDA ! :: Manevi Diyarımız :: Manevi Diyarımız :: Genel Konular -
Bedava forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar